ANTAKYA’
NIN TARİHİ
Tarih Öncesi Dönemlerden Hititlere
Kadar Antakya
Çağlar boyunca Hititler, Selevkoslar, Romalılar ve Osmanlılar gibi değişik milletler
ve kültürlerin merkezi olan Hatay yöresinin tarihi Paleolitik döneme kadar uzanır.
Paleolitik Dönem:
İnsanlık tarihinin en uzun dönemi olan Paleolitik dönemde insanlar taşlardan ilkel
olarak kesici, kazıcı ve delici aletler yapıp kullanmışlardır. Bölgede yüzey
araştırmaları ve kazı çalışmalarının verdiği bilgilere göre yöredeki yerleşim
tarihinin M.Ö. 100.000’ le başladığı kabul edilen Orta Paleolitik döneme
rastladığı kabul edilmektedir. Diğer bazı kaynaklara göre de Antakya’ da
Altındere adı verilen bir yatakta Alt Paleolitik döneme ait küçük bir el baltası
ile yine aynı yerin kumluklarında 1.30 m. derinlikte iki küçük el baltasının
bulunması buradaki yerleşmelerin Alt Paleolitik döneme ait olduğunu ortaya koymuştur.
Yine araştırmalar neticesinde 1954 yılında Altınözü İlçesinin güneydoğusunda
bir seki üzerinde yapılan yüzey çalışması sırasında Orta Paleolitik dönemin
özelliklerini taşıyan ve M.Ö. 100.000-40.000 olarak tarihlenen el baltası
bulunmuştur.
1956 yılında Samandağ-Çevlik mevkiinde Merdivenli Mağara ve 1958’ de
de Tıkalı Mağara’ da yapılanı kazılarda bu döneme ait buluntular
ele geçirilmiştir.
1966 yılında Çevlik’ teki Kanal Mağara sı’ nda yapılan kazıda bu
döneme ait alet ve gereçlerle 9 yaşındaki bir erkek çocuğa ait olan bir diş
bulmuştur.
1966 yılında yapılan çalışmalar sonucunda Şenköy-Pınarbaşı' nda
çakmaktaşından yapılmış bir el baltası, bir uç ve bir yonga uç bulunmuştur.
Neolitik Dönem:
Neolitik dönemde ilk defa üretime geçildiği için bu dönem İnsanlık tarihinde yeni
bir çağın başlangıcı olarak kabul edilir. Hatay yöresinde bu döneme ait
buluntulara Reyhanlı yakınlarındaki Tel Cüdeyde ve Vadi El Hamam’ da
rastlanmıştır. Buradaki buluntular arasında kerpiç ve çamurdan topraklarla
örülmüş dörtgen planlı yapılar, kaba hamurlu sade kaplar, kırmızı astarlı
çömlekler ele geçirilmiştir.
Kalkolitik Dönem:
Bu dönem maden devrine geçiş dönemidir. Hatay’ da Amik Ovası’ nda yapılan kazı
çalışmaları bu dönemde bu yörede yaygın bir yerleşmenin olduğunu ortaya
koymuştur.
İlk Kalkolitik
Dönem:
Bu döneme ait buluntulara Amik Ovasında M. Ö. 5500-4200 olarak tarihlenen Tell Kurdu’
da rastlanmıştır. Tell Kurdu yerleşmesinde Halaf tipi seramik olarak adlandırılan
tek ya da çift renkli geometrik ya da stilize edilmiş doğal motiflerle bezenmiş çanak
ve çömleklere rastlanmıştır.
Orta Kalkolitik Dönem:
Hatay yöresinde bu döneme ait eserlere Tell Kurdu, Tel eş-Şeyh ve Tabara- Akrad
kazılarında rastlanmıştır. Bu yörelerde ele geçirilen koyu renk boyalı çanak ve
çömlekler , Ubeyd benzeri kaplar, mutfak kapları gibi buluntular M.Ö. 4200-3700 olarak
tarihlenmiştir.
Son Kalkolitik Dönem:
Son Kalkolitik döneme ait bulunanlara diğer höyüklerin yanı sıra Tel Cüdeyde,
Çatalhöyük, Tabara el- Akrad kazılarında ratlanmıştır. Bu kazılarda M.Ö.
3700-3200 yıllarına ait çanak ve çömleklerin yanı sıra yamuk kesitli orak
bıçaklar gibi madeni eşyalara da rastlanmıştır.
Tunç Çağı:
Hatay’ da bu döneme ait en zengin eserlere Amik Ovası’ nda rastlanmıştır. Amik
dışında Hatay’ ın 56 değişik yerinde ilk tunç çağı tespit edilmiştir. İlk
kalıntılara Tel Tainat ve Tel Atçana’ da rastlanmıştır. Buralarda kalıntısı
bulunan evler kerpiç kullanılarak dikdörtgen planlı yapılmıştır.
Antakya-Reyhanlı arasındaki Tel Atçana ören yerindeki kerpiçten yapılmış ev
kalıntıları koruma altına alınmadığı için doğal şartların etkisiyle büyük
ölçüde yok olmuştur. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ise, burayı koruma
altına alabilmek için girişimlerde bulunulmuş, ören yerinin üzeri metal bir
çatıyla kapatma çalışmalarına başlanmıştır; fakat ödenek yetersizliği
nedeniyle bu çalışmalar yarım kalmış, ören yerinin üzeri kısmen
kapatılabilmiştir.
Tel Tayinat ve özellikle Tel Atçana’ da ( Alalah) 1934 yılından bu yana yapılan
kazı çalışmaları Ataman DEMİR’ e göre iki sonucu ortaya çıkarmaktadır.
Bunlardan birincisi Tel Atçana’daki yapılan kazılarda bulunan evler, ön avlulu
saraylar ve savunma yapıları dışındaki parçalar buraların M.Ö. 5000- 4000
yıllarına rastlayan kalkolitik çağdan itibaren bir yerleşim bölgesi olduğunu ortaya
koymaktadır. Ortaya çıkan ikinci sonuç ise M.Ö. 3. Binde Anadolu’ dan Amik Ovası
kanalıyla Filistin’ e doğru hareket eden bazı kavimlerin Mısır’ a uzanan güney-
kuzey doğrultulu yolda bu bölgeyi merkez durumuna getirmeleridir. Çünkü Filistin ve
Suriye sahillerini takip ederek Güneydoğu Anadolu’ ya gelen yollar ile Mezopotamya’
dan gelerek Akdeniz’ e ulaşan yollar bu bölgeden geçmek zorundaydı. Grekler
Makedonyalıların bölgeyi istila etmelerine kadar bu ticaret yollarını
kullanmışlardır. Ticaretin zamanla gelişmesi her dönemde bu bölgenin askeri yönden
kontrol altında bulundurulması zorunluluğunu da gündemde tutmuştur.
|