Baskiyla baris korunamaz.
Yalnizca birbirimizi anlayarak
gerceklesmesi mumkundur.

Albert Einstein
Dunya Barisina bir katkida bulunmaya ithaf edilmistir.


Turk & Yunan Barisi &
Yilin Devlet Adami Odulleri Uzerine...

Bircan UNVER

 

Bu yil New York'ta bugune kadar olmadigi kadar cok farkli platformlarda ve cok boyutlu olarak, Turk ve Yunan iliskilerinde barisi, kulturel ve ekonomik isbirligi girisimlerini destekleyen etkinlere tanik oluyoruz. New York ki, -en iyi New York'ta yasayanlar bilir-, bu anlamda en zorun gerceklestigi bir yerdir. Yillar yili her iki toplumdan da bazi fanatikler tarafindan karsilikli suclayici politikalarin en keskin ornekleri zaman zaman sergilenmistir. Ozellikle son 19 yildir her yil tekrarlanan Turk gunu yuruyusleri, her zaman fanatik Yunanlilarin bu tur protestolarina sahne buldugu bir alan oldu.

Artik New York'taki bu konudaki iklim her katmanda degismeye baslamistir.

Iki toplum arasindaki ilk kulturel baglamda yakinlasma, "Baris Sarkilari" konseriyle gerceklesmistir. Konserin yapimini tamamen Soon Productions'in iki genc Turk organizatoru Ali Sarikaya ve Serdar Ilhan organize ettigi halde, yuzde otuz Yunanli dinleyici de izlemistir. Yunan toplumunun, Turk toplumu kadar ilgi ve katilim gostermedigi ile ilgili bazi elestiriler de gundeme geldi ancak konserin gerceklesmesi sonucta bir Turk & Yunan ortak yapimi ya da hukumetler bazinda gerceklestirilen bir etkinlik degildi. Zaten 1500 kapasiteye yakin TownHall'daki konserin tum biletleri satilmisti. Evet, konserin ozu ve icerigi Zulfu Livaneli ve Maria Farandouri'nin ortak perporfansi idi, ama her halukarda Zulfu Livaneli'nin onderliginde bir konserdi. Her durumda, kulturel olarak New York'ta iki toplumun bir araya gelmesi ve ortak kulturel etkinlikler bazinda bazi taslari yerinden kipirtadan gucte bir etkinlik oldu. Sanatcilar, Turk & Yunan dostlugunun yesermesi icin New York'ta tohumlari ekmeye kararliydilar. Bu cercevede, ayni amacla bir de Ertugrul Ates ve Eleni Mylonas'in katildigi ortak bir resim sergisi, The Marmara Manhattan Sanat Galerisi'nde (16 Mart - 20 Nisan 2000) gerceklesti.

Sosyal yasam duzleminde de, bazi kipirtilar izlenmeye baslandi. Turk ve Yunan barisi ya da beraberliginin bir canli modeli olarak, Cagla Menderes, Yunanli Dimitri Apostolos ile evli ve iki cocugu var. Kendi yasamlarinin ozunu, belli araliklarla taninmis restoran ve kluplere tasiyarak sosyal yasam duzleminde de, New York'ta Turk & Yunan gecelerinin duzenleyicisi ve onderleri oldular.

Ulku Unsoy'un, "Baris" adli selale heykelinin acilisi da bu anlamda ilgi cekici bir isbirligi oldu. Bir Turk sanatcisi, bir Yunanli aile'nin bahce duvarina yaptigi selale heykeline, 'Baris' adini vermekle kalmamis, o geceyi 'Baris' temasina adayan etkinlikler sergilemisti. Bu nedenle, New York Turk ve Yunan Baskonsulusluklari da, gecenin onur konuklariydilar.

Kulturel, sosyal ve nihayet siyasal duzlemde taslar yerinden oynamis ve dallarda yapraklar filiz vermeye baslamisti... Gazetelerden okudugumuza gore de, her iki ulke arasinda turistlik isbirligi beklenmedik bir artis gosteriyor ve bu gelismelerin her iki ulke ekonomisine katkilari da, hizla artan bir grafik izliyordu...

Hukumetler duzeyinde; "ekonomik isbirligi" ve "baris"a yonelik atilan adimlarin bir sembolu olarak iki ulkenin disisleri bakanlarina, "yilin devlet adamlari" odulleri verilerek, bu degisim ilk kez Amerika'dan dunya kamuoyuna lanse edildi. Dogu-Bati Enstitusu'nun (East-West Institutes) organize ettigi, "Yilin Devlet Adamlari" (Statesmen Awards of the Year) odulu, Turk Disisleri Bakani Ismail Cem ile Yunan Disisleri Bakani George Papendouri'ye, Amerikan Disisleri Bakani Madeline Albright tarafindan; "baris ve dostluga yonelik hukumetler bazinda alinan kararlar ve karsilikli olumlu yaklasimlar nedeniyle", verilerek, New York'tan tum dunyaya duyuruldu. Odulu duzenleyen kurum yine New York merkezli Dogu-Bati Enstitusu, odulu veren Beyaz Saray'dan Disisleri Bakani Madeline Albright... Tarih, 2 Mayis 2000... O gun boyunca da, Dogu-Bati Enstitusu'nde; bir dizi konferanslar gerceklesmis ve bu dizinin son halkasi ve merkezi yine Turk & Yunan ekonomik isbirligini gelistirmek uzerine yogunlastirilmisti... Boylesine gorkemli bir etkinlik, yine gorkemli New York sehrinin bir sahnesinde yerini almisti. Bu etkinliklerle, Sayin Cem ve Papendouri, bu onemli sureci baslatan liderler olarak, yalnizca iki topluma degil, tum dunyaya 'tarihsel bir donum noktasi'nin liderleri olarak ilan edildi.

Eylul 2000'de, yine Sayin Cem ve Papendouri'nin Millennium Toplantisi (Millennium Submit) icin New York'ta bulunmalari nedeniyle, iki Disisleri Bakanini bir araya getiren bir dizi etkinlik-toplanti gerceklesti. Bu gelismeler, "baris" adina atilan tohumlarin kok salmakta olduguna dair olumlu mesajlardi da ayni zamanda. Sayin Cem'in bu surecin onunde olumsuz bir etki yapacak ya da geriye adim attiracak nitelikte, belki de tek endisesi, Kibris gorusmelerinin sonucunda olasi olumsuz gelismeler, olarak netlesiyordu. Bu cercevede, Sayin Papendouri ile gorusmelerin Kibris ile ilgili gorusmelerden bagimsiz olarak yurutulmekte oldugunun altini cizdi, Sayin Cem. Ege denizindeki kita sahanligi konusunda ise, Avrupa Anayasasinin belirledigi ve her iki ulkeye tanidigi haklari uygulamaya hazir oldugumuzu vurguladi. Bu durumda, gorunen tek (!) ve en buyuk sorun, Kibris konusundaki olasi anlasmazliklarin, Turk & Yunan iliskilerindeki bu olumlu gelismelere sekte vurmasi olarak netlesmekte...

Evet, ruzgarin yonu degismisti bir kez... Buna ragmen, hukumetler ve toplumlar duzeyinde gerek her iki ulkede gerekse New York'ta yogun olarak karsilikli gelecege donuk umit verici ipuclari, gelismeler kaydedilirken; oz'de hala eski deger ve kaliplara katica tutunuldugu da sezilmekte... Ege kiyilarimizda, Nato ulkeleri ile birlikte ortak manevralar gerceklesirken, buna karsin henuz askeri butcelerde karsilikli bir azalmaya gidilmesinin sozu dahi edilemiyor! Her iki ulkenin askeri harcamalarini karsilikli azaltarak, azaltilan butce miktari nicin egitim, dil egitimi, kulturel ve ekonomik isbirligini guclendirmeye kanalize edilemiyor? Bu cercevede, uluslararasi platformda ortak projelere imza atacak gucte bir sinerji olusturma egilimi de henuz sezilmemekte...

Butun bunlarla birlikte, eksik oldugu izlenen onemli bir nokta da; karsilikli kulturel isbirligi cercevesinde, her iki toplumun birbirinin dilini yogunlastirilmis ozel kurslarla ve mevcut egitim sistemine -secmeli ders olarak- dahil edilerek, universitlerde ozel bolumler acilarak hizla ogretilmesinin saglanmasidir. Aksi halde genis capli karsilikli ekonomik isbirligi gerceklesse dahi, dilin ihmal edildigi yerde, birileri tarafindan bu durumun uzun donemli somurulmesine acik bir kapi birakilacaktir ve son kertede yine 'baris ve dostluk cercevesindeki' isbirliginin 'ozu'ne zarar verecektir. Ayni zamanda dil engeli, uzun vadede iki toplumun birbirine yakinlasmasina da bir engel olusturacaktir.

Genel olarak izlenen diger bir nokta da; kulturel isbirliginin olusturulmasi, yalnizca sanatcilarin ve bireylerin gerceklestirebildigi oranlara bagimli birakilmas olmasidir. Kulturel yakinlasma anlaminda, hukumetler duzeyinde somut ve buyuk capli projelerin gundemde olmamasi, dusundurucudur. Ornegin; Yunan toplumu cagdas Turk edebiyatini, siirini, sinemasini, sanatini, Yunan diliyle ne kadar yakindan izleme olanagina sahip? Ayni sekilde Turk toplumu, cagdas Yunan edebiyatini, siirini, sinemasini ve sanatini ne kadar yakindan, - cevirisi yapilmis bir kac kitabin disinda - kendi diliyle izleyebiliyor?

Gerci kuresellesme surecinde, ozel sektorun payinin hizla artmakta oldugunu da unutmadan, belki de hukumetler ve bu konuya duyarli ozel kuruluslarin isbirligi ile ortak degisim projeleri gelistirebilinir. Ornegin; her yil edebiyatimizdan secilecek uc-bes kitabin Yunanistan'da cevrilerek yayinlanmasinin saglanmasi. Tabii, ayni formulu bizim de uygulamamiz kosuluyla...

Genel olarak hem edebiyat hem de sanatin diger tum dallarinda karsilikli ortak kulturel projeler cercevesinde bu olusum gelistirildiginde, cok daha saglam temeller atilacak ve bu surecten geri donus cok daha guc olacaktir. Sanatcilarimiz, yazarlarimiz ve her iki toplumun yakinlasmasina duyarli olan toplumsal kesimimiz, ozel sektor ve hukumetler duzeyinde karsilikli bir butce-proje isbirligi olmaksizin, cok kapsamli projeleri gerceklestirmeleri cok guctur. Bu nedenle, ekonomik isbirligine verilen onemin bir diger yuzu de, kulturel ve egitim isbirligine yonelik olmalidir. Eger gercekten bu surecin, iki toplumun her kesiminde en yaygin olarak kok salmasini amacliyor ve "bir-iki yil" icinde, herhangi bir nedenle geri donuse izin vermek istemiyorsak...

New York, Ekim 2000

YORUMLAR
@TURKISH&GREEK SYNERGY, Bircan Unver tarafindan tasarlanmis ve uretilmistir. Eylul 2000, New York.
Kurucular: Bircan Unver & Agis Eco (Subat 2000)

(This site was designed on the Mac platform
and Netscape Browser.)