KIBRIS'TA UNUTULAN GERÇEKLER-1


ğEDİTÖRDEN
ğKIBRIS'TAN HABERLER
ğKIBRIS TÜRK ÜNİVERSİTELERİ
ğKİM KİMDİR ?
ğFİLATELİ
ğKİTAP
ğKIBRIS TÜRK MUTFAĞI
ğİLETİŞİM
ğAYŞE İNGİLTERE'DE
ğASKER MEKTUBU
ğLİNKLER

 ANA SAYFA

e@mail

 Sayfa yenilemelerinden ve yeni başlıklardan haberdar olmak istiyorsanız e-mailinizi yazın.



    

Editör
Metin ÇETİN

webmaster&desing
Oğuz ÇETİN

 

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıslı Türk gençlerin, Geçitkale, Boğaziçi olaylarını unuttuklarını, kendi tarihlerini bilmediklerinden şikayet ediyor.
Sadece KKTC'ndeki gençler değil, Türkiye'deki gençler de tarihlerini öğrenemeden yetiştiriliyorlar. Kendi tarihlerini bilmeyenler değil onlara öğretmeyenler utansın ama biz yine de fırsat düştükçe hatırlatalım.... Bu seferki fırsatı da Rum Yönetimi Lideri Glafkos Klerides verdi. Klerides, KKTC'nde yayınlanmakta olan Kıbrıs Gazetesine verdiği mülakatta tarihsel gerçekleri çarpıtmış.  1960 Cumhuriyeti'nden dışlanan, Temsilciler Meclisi'nden atılan Türk milletvekillerinin meclise kendilerinin gelmediğini iddia etmiş. Yine aynı Klerides, EOKA terör örgütü bile bağlantısı olmadığını, eline silah almadığını öne sürmüş... KKTC'nin resmi yayın kuruluşu TAK Ajans da iddiaları ele alan bir haber yapmış. Haberi hep beraber okuyalım;

1963 YILINDA TEMSİLCİLER MECLİSİNDEN ATILAN TÜRK MİLLETVEKİLLERİ MECLİSE ALINMADILAR 
RUMLARIN ANAYASADIŞI TUTUMU "KIBRIS"IN AVRUPA KONSEYİNE ÜYELİĞİNİN ASKIYA ALINMASINA YOL AÇTI
MECLİSE GİRMEK İSTEYEN TÜRK MİLLETVEKİLLERİNE KLERİDES'TEN YANIT:
"YOO'LL BE CHUCKED OUT" (DIŞARI ATILACAKSINIZ)

Lefkoşa, 23 Kasım (T.A.K):--Kıbrıs'ta 1963 yılında başlatılan Rum saldırıları sonucunda, Kıbrıslı Türklerle Rumlar'ın ortaklığına dayalı olan "Kıbrıs Cumhuriyeti"'nin ortak yasama organı olan Temsilciler Meclisi üyesi olan Kıbrıslı Türk milletvekilleri Meclis'ten dışlandıktan sonra, Meclise girmeleri, getirilen koşullar ve yapılan uygulamalar sonucunda bizzat Rumlar tarafından engellendi. 
Meclise dönmek için bizzat Klerides'le, Temsilciler Meclisi'ndeki odasında görüşen bir grup Türk milletvekili, Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına aykırı olarak kabul edilen ve aralarında Rum Milli Muhafız Ordusu Yasası'nın da bulunduğu bir dizi yasaya, anayasaya aykırı olup olmadığına bakmadan onay vermeleri durumunda Meclise dönebilecekleri şartıyla karşılaştılar. Ümit Onan, Ahmet Mithat Berberoğlu ve Ramadan Cemil, İbrahim Orhan, Hüseyin Kandulu'dan oluşan bu milletvekili grubuna bizzat Glafkos Klerides (şimdiki Rum Yönetimi Başkanı, o döenmin Temsilciler Meclisi Başkanı) anayasaya aykırı olan kendi koşullarını kabul etmeden Türk milletvekillerinin Meclise gitmekte ısrar etmeleri durumunda dışarı atılacaklarını söyledi. Klerides'in bu konudaki ifadesi İngilizce söylemiyle, "Yoo'll be chucked out" şeklinde oldu. 
1963 yılında başlayan olaylar dolayısıyla hiçbir davet almamamaları, en önemlisi can güvenlikleri olmaması ve her türlü irtibatın kesik olmasından dolayı Yeşil Hat'tın arkasında Rum kesiminde kalan Temsilciler Meclisi binasına gidemeyen Türk milletvekillerinin yaptıkları girişimler sonucunda da meclise girmelerinin engellenmesinin sonuçları uluslar arası formlarda da ses buldu ve Türk milletvekillerinin dönemin BM Genel Sekreteri U.Thant ve Avrupa Konseyi'ne gönderdiği ve Rumların anayasaya aykırı tutumunu belgeleyen yazılardan sonra, "Kıbrıs"ın Avrupa Parlamentosu'ndaki üyeliği askıya alınmıştı. 
Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides Kıbrıs Gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede, 1963 olaylarının başlamasından sonra, Kıbrıslı Türk temsilcilerin Temsilciler Meclisine dönmedikleri yönündeki iddiası üzerine tarihsel gerçekler yeniden tartışılmaya başlandı. Tarihi yaşamış olan o dönemin temsilciler Meclisi üyesi Ümit Sülayman Onan'ın biyografisinde ve anılarında Türk milletvekillerinin meclisten neden ayrıldıkları, dönmek için yaptıkları girişimlere karşın neden meclise dönemedikleri ve uluslar arası kuruluşlar düzeyinde yapılan girişimler, alınan sonuçları anlatılıyor: Yaşayan tarih olan ve Kıbrıs Türk toplumunda olduğu kadar yabancı kuruluşlar içinde de saygın bir yeri olan Ümit Onan'ın yayına hazırlanmakta olan anıları ve biyografisinden alınan bazı kesitler, Rum Yönetimi Başkanı Klerides'in, Türk milletvekillerinin durumu konusundaki sözlerine yanıttır: 
YIL 1963
Yıl 1963.Tarihe kanlı Noel olarak damgasını vuran olayların yaşandığı Aralık ayı. Silahlar patlıyor, insanlar öldürülüyor. Hastanelerdeki, yollardaki Türkler yok oluyor.. Kısacası Kıbrıs'ta kurulan ortaklık Cumhuriyeti'nin temelleri dinamitleniyor. Yaşanan sıcak olaylar, Kıbrıs'ta Yeşi Hat'tı oluşturuyor. Yeşil Hat'tın gerisinde, Genel Hastanenin yakınlarındaki Temsilciler Meclisi binasına Türk üyelerin ulaşması olanaksız. Yeşil Hat'tın ötesinde, Rum kesiminde kalan memurların, hatta hatta Cumhurbaşkan Muavini olan Dr. Fazıl Küçük'ün bile Bürosuna gitmesi imkansız. Telefon haberleşmesinden hiç söz edilemez. Posta haberleşmesi ortadan kalkmış bir durumda. Bu koşullarda Cumhurbaşkanı Muavininin de Meclis üyelerinin de can güvenliği hiç yok. Zaten meclis üyelerinin toplantıya katılmaları için Meclis Başkanı Klerides'ten gündemi belirleyen davet mektubunu almaları gerekir. Ancak dönemin Başkanı Klerides böyle bir davet yapmıyor, yapmaya da niyeti yok. Meclisin Başkan Yardımcısı Orhan Müderrisoğlu ise Lefkoşa dışında Larnaka'da Türk gettosunda sıkışıp kalmış. Ve Kıbrıs Türk halkı kendi dar bölgelerinde varoluş savaşı verirken, Lefkoşa, Larnaka, Limasol, Baf'ta bulunan Türk temsiliciler kendi aralarında da binbir güçlükle haberleşebiliyorlar, hatta haberleşemiyorlar. 
YIL 1965
1963 Yılının Noel'inde başlayan Rum saldırıları, 1964 ve onu izleyen yıllarda devam ederken, Rumlar, Türklerin Cumhuriyetin her organındaki temsiliyetinin giderilmesi için de ayrı bir cephede savaşlarını sürdürüyorlardı. Kıbrıs'a konuşlandırılan BM Barış Gücü'nün arabuluculuk girişimleri, uğraşlar da ne temsiliyetin, ne de Türkler'in can güvenliğinin sağlanlanmasında yeterli oluyor. 1965 yılında Kıbrıs'ın Avrupa Konseyi'nde temsiliyeti gündeme geliyor. Ancak Konsey'de temsiliyetin söz konusu olabilmesi için, Rumların ve Türklerin temsilcilerini Temsilciler Meclisi'nde ayrı ayrı belirlemeleri ve belirleyecekleri heyeti Meclisin ortak onayına sunmaları gerekiyor. Aksi takdirde Avrupa'ya gidecek Rum veya Türk herhangi bir parlamenterin temsiliyeti kabul edilemez. Türk tarafı bu temsiliyet için Temsilciler Meclisi'ndeki hakkını kullanmak ister ve bunun için de gereken girişimi yapar. 
ZIRHLI ARAÇLA GEÇİŞ
Lefkoşa Bölgesini temsilen Temsilciler meclisine mebus (milletvekili)
olarak seçilmiş olan Ümit Onan'ın anılarında Rum tarafına geçişin öyküsü şöyle dile getiriliyor: 
"O dönemin BM Genel Sekreteri Olan U. Thant'ın, Kıbrıs Özel Temsilcisi Carlos Bernandes aracılığıyla girişimlerde bulunduk ve Klerides ile görüşme randevusu aldık. Ancak Rum kesimindeki Temsilciler Meclisi binasına normal şartlarda gidemezdik. BM'ye ait bir zırlı araca girdik. Bu araç öyle bir şeydi ki tırmanarak üzerine çıkacaktık ve tepesindeki delikten sarkarak içine inecektik. Ben, Ahmet Mithat Berberoğlu, Ramadan Cemil, (Limasol milletvekiliyde ama bir vesileyle Lefkoşa'ya helikopterle gelmişti ve Lefkoşa'da bulunuyordu) İbrahim Orhan, Hüseyin Kandulu birlikte Rum tarafına gittik. Zırhlı aracın deliğinden çıkmamız yere inmemiz, hele iri yarı olanlarımız için pek de kolay olamadı. Kapı önünde askerler tarafından, içeride de Temsilciler meclisi Sekreteri tarafından karşılandık ve Klerides'in odasına alındık.
KLERİDES'LE GÖRÜŞME
Klerides'le yaptığımız görüşmeden, 1965 yılında Avrupa İstişari Asamblesi'nin toplantılarına Rum mebuslarla beraber iştirak etme arzularını söylememiz üzerine, Klerides bize, Meclis toplantılarına 1963 yılından bu yana katılmadığımızı ve Türk mebusların gaybubetinde geçirilen tüm yasaları, anayasaya aykırı olup olmadıklarına bakılmaksızın kabul etmemiz halinde Meclise girmemize izin verilebileceğini söyledi. Ortaya yeni bir durumun çıktığından söz etti. Ben kendisine olayları ve o döenmin şartlarında İngiliz Yüksek Komiserliği bünyesinde kurulan Üçlü İrtibat Komitesi'de Türk toplumu temsilcisi olduğumu, şartların benim bile Rum tarafına geçmeme engel oluşturduğunu söyledim. Sonra Temsilciler Meclisi Başkanı olarak bize davet göndermediklerini davetsiz meclis toplantılarına katılamayacağımızı hatırlattım. Klerides geçirdikleri yasaları, anayasaya aykırı da olsalar -ki bunlar arasında RMMO, Belediyeler, Seçim Yasası vardı- kabul etmemiz durumunda Meclise girebileceğimizi aksi takdirde Türk mebusların gelmekte ısrar etmeleri ve meclise gelmeleri halinde hepsinin dışarıya atılacağını söyledi. Klerides'in "Yoo'll be Chucked out" demesi üzerine, biz kendisine yanlış yaptığını ve Türk mebusların bu talepleri kabul edemeyeceklerini, tutumunu protesto ettiğimizi, bu gayrıyasal ve yanlış tutumunu Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Carlos Bernandes'e ve onun vasıtasıyla BM Genel Sekreteri U. Thant'a ve Avrupa Konseyi başkanlığına bildireceğimizi söyledik. Bu durum ve Klerides'in tutumu Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne ve Avrupa İstişare Konseyi'ne aynen bildirildi ve raporlarında yazıldı. Kıbrıs'ın Avrupa Konseyi'nde temsilciliği konusu, Konsey Akreditif Komitesi'nde görüşülerek Kıbrıs Temsilciler Meclisi Temsilciliğinin Türk mebusların gaybubetinde tam ve yasal olmadığı kabul edilerek, Kıbrıs'ın parlamento temsilciliği askıya alındı. Avrupa Konseyi'nin bu kararı 1984 yılına kadar devam etti." 

KLERİDES TARİHİ ÇARPITMA ÇABASINDA 
KENDİ KAYNAKLARINDA EOKA'CILIĞINI ÖVÜNÇ VESİLESİ YAPARKEN, DÜNYANIN KARŞISINDA BUNU REDDEDİYOR 

Lefkoşa, (T.A.K): Kıbrıs'ın siyasi yaşamında rol oynamış, Kıbrıs'ta yaşanan tarihsel süreç içinde, EOKA faaliyetlerinde Kıbrıs Türkleri'nin ortaklık hükümetinden dışlanmasında, AKRİTAS Planının
uygulanmasında, politika belirleyici ve uygulayıcısı olan, Rum Yönetimi Lideri Glafkos Klerides, verdiği demeçlerle gerçeklerle birlikte tarihi de çarptırtmaya çalışıyor. 1988 yılında yayımlanan İFADEM adlı kitabın birinci cildinde Klerides'in kimliği, "Glafkos Klerides, Londra Kings College'de hukuk tahsili gördü. 1951-1959 yılları arasında Kıbrıs'ta avukatlık yaptı. HİPERİDES kod adıyla EOKA üyesi olarak özel İngiliz mahkemelerindeki birçok Kıbrıslı savaşçıyı savundu" cümleleriyle aktarılmasına karşın, Rum Yönetimi Başkanı Kıbrıs gazetesine verdiği demeçte EOKA'cı olmadığını iddia etti. 
Kıbrıs'ta yaşayan iki halkın ortaklığına dayanan Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisi'ndeki Türk üyelerin Meclis'ten dışlanmalarını da inkar eden Klerides, tarihi yaşayanların tanıklıklarını da inkara kalkışarak "Sanıyorum ki Meclisi Türkler terketti" şeklindeki ifadesiyle de tarihsel gerçeklere gölge düşürmeye çalıştı.
KLERİDES'İN EOKA'CILIĞI
Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides'in EOKA'ya hızmet ettiği sadece kendi kitabından değil birçok Rum kaynağında da övünülerek vurgulanıyor. Şöyle ki, Rum kaynakları, Zurih ve Londra anlaşmaları sonucu iki halkın eşit ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yıkıp, ENOSİS'i gerçekleştirmek için hazırlanan AKRİTAS Planı ile AKRİTS Teşkilatı'nın önde gelen kurucuları arasında yine Klerides'in olduğunu açıkça vurguluyorlar. Rum yazar Stavros Angelides, 16 Eylül 1990 tarihli FİLELEFTHEROS gazetesinde yayımladığı "Eğer Mümkünse" başlıklı yazısında, EOKA'cı Klerides'in Akritas Planı'nın hazırlayıcılarından ve AKRİTAS Teşkilatının kurucularından olduğunu yazdıktan sonra şunları kaydediyor: 
" Anayasal düzeni Zurih'ten hemen sonra biz, Kıbrıs Rum tarafı bozmaya başladık. Akritas Planı ile birlikte Akritas teşkilatı kurulur. Teşkilatın başında Yorgacis bulunuyor. Makarios'un dualarıyla kurulan bu teşkilatta KLERİDES ve Papadopulos başrol oynuyorlar. Teşkilat üyeleri eğitim için Yunanistan'a gönderiliyor. Her üye şu şekilde and içiyordu:
'Kanımın son damlasına kadar, Kıbrıs'ın Yunanistan'la
birleşmesi için uğraşacağım.' 

ELİNE SİLAH ALMAMIŞ(!) 
AKRİTAS Planın'da oynadığı rolü unutturmak isteyen ve bugün şirinlik postu içinde imaj vermeye çalışan Glafkos Klerdes, eline silah verdiği yüzlerce EOKA'cının Türkler üzerine yürümesini planladığını unutmuşcasına Kıbrıs Gazetesine verdiği demeçte "eline silah almadığını" da söyleyebildi. Eline silah almadığını ve EOKA'cı olmadığını söyleyen Rum liderini yine Rum kaynakları yalanlıyor. Rum kaynaklarında şu gerçek çok açık biçimde vurgulandı: Klerides, Makarios tarafından korkaklıkla suçlanmasına, "Küçükkaymaklı'yı ateşe verdiğimizde Hiperides olarak ben oradaydım. Ben korkak değilim" yanıtıyla karşı koymuştu. 
BUGÜNKÜ KLERİDES
EOKA'cı olmadığını iddia eden Klerides, EOKA "Ruhunu" bugün bile canlı tutma uğraşında ve yaptığı konuşmalarda Rum gençlerine EOKA mücadelesini örnek gösteriyor: Klerides 1 Mayıs 2001 tarihinde EOKA Mücadelesi Müzesini açarken yaptığı konuşmada, "EOKA mücadelesi büyük kahramanlıklarla dolu, övgüye layık bir mücadeledir. Bu özgürlük mücadelesi EOKA'cıların çocukları olan gençler tarafından sürdürülmektedir" şeklindeki sözleriyle gerçek yüzünü ortaya koydu.

Yukarı

Ana Sayfa