Tanrı Dağlarının Konumu, Topoğrafyası ve Bölümleri

 

Tanrı Dağları (Wade-Giles romanizasyon: T'ien Shan, Pinyin: Tian Shan), İngiliz literatüründe "Celestial Mountains", Orta Asya'nın büyük dağ sistemlerinden birini oluşturur. Batı- güneybatıdan doğu- kuzeydoğu istikametinde 2,500km uzanan bu sistem doğu ve batı ucunda yaklaşık 500km genişliğine ulaşırken orta kısımlarında 350km kadar daralır. Tanrı Dağları bugünkü siyasi coğrafya dikkate alınırsa, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Çin'in Sincan Otonom Bölgesinin merkezi kısımlarına yayılır. Bu dağ sistemi kuzeyde Çungar ve güney Kazakistan düzlükleri, güneydoğuda Tarım havzası, güneybatıda Hisar ve Alay Sıradağları ile sınırlanır. Hisar vadileri Tanrı Dağlarını Pamir Dağ Sisteminden ayırır. Tanrı Dağları kuzeybatıya doğru Kazakistan düzlükleri içerisinde yükselen Çu-Ili ve Karatau Sıradağlarını da içine alır. Bu sınırlar içerisinde Tanrı Dağlarının 1,000,000 km2 lik alanı kapladığı hesaplanmıştır.

Tanrı Dağlarının en yüksek zirveleri merkezi bölgede bulunan ve Çin, Kazakistan ve Kırgızistan sınırları üzerindedir. Hantengri (Khan-Tengri) Dağı (6,995m), Pik Pobedy (7439m) bu zirveler arasında ilk sırayı alırlar. Pik Pobedy 1943 yılında Rus dağcılar tarafından ortaya çıkarılmıştır.

Tanrı Dağları topografik olarak alpine bir sistem olup dik yamaçları ve çatlaklarının yüksek kesimlerinde geniş buzullarıyla ünlüdür. Dağ sistemi içerisinde birçok akarsu, buzulların erimesiyle ortaya çıkar ve ilkbahar sonundan sonbahara kadar akarlar. Bu akarsular Orta Asyanın belli başlı iç çöküntü havzalarını sular veya buralarda uzanan diğer nehirlere karışırlar. Bunlar arasında en tanınmış çöküntü havzaları İli ve Tarım havzalarıdır. Tanrı Dağları yaz ve kış kuvvetli bir kara iklimine sahiptir. En fazla yağış batı ve kuzeybatıda yeralan 2,300-2750m yükseklikteki bölgelerine düşerken, doğuda ve bazı iç kesimlerde yıllık yağış miktarı 100mm nin altına kaydedilmektedir.

Orta Asya görünüm itibariyle sıradağlar, vadiler çöküntü havzalarıyla dikkat çekmektedir. En derin çukur Tanrı Dağlarının doğusunda yer alan Turfan (Tu-lu-pan), deniz seviyesinden 154m daha aşağıda olmakla Asya'nın en çukur yeridir. Tanrı Dağlarının en yüksek noktası ise 7439m yükseklik ile Pik Pobedy'dir. Turfan'ın doğusunda Kumal Havzası yer alır ki her ikisi de kuzeyde Po-ko-ta Dağları (5400m) ile sınırlanır. Tanrı Dağlarının en doğusunda Herliko Dağları (4900m) bulunur.

Doğu Tanrı Dağları 84 meridyenin batısında güneybatı ve kuzeybatı istikametinde ikiye çatallanır. İkisinin ortasında geniş İli çöküntü havzası bulunur. Havzanın kuzeyini Po-lo-ko-nu Dağları sınırlar. Bu dağların doğusu dik yamaçları ve buzulları ile karakteristiktir. Batıya doğru ise daha az bir eğimle Sayram gölüne ulaşır. İli havzası güneyde Khalik Tau (6,700m) ile sınırlanır. Havza içerisinde Ketmen Dağları bağımsız bir yükselti olarak yer alır (3,652m).

Tanrı Dağlarının Kazakistan'daki en kuzey bölgesi Çungar Aladağları (4,622m) ile sınırlanır. Bu dağlar buzulları ile karakteristiktir. Güneyde Trans- İli Ala Tau, İli havzasından birden bire yükselir ve Talgar zirvesi ile en yüksek seviyesine 4,973m'ye ulaşır. Batıya doğru Tanrı Dağları Kırgız (=Alexander) ve Talas Ala Tau sıradağları ile temsil edilir. Kırgızistan sınırları içinde kalan Kungey ve Terskey AlaTau sıradağları Kuzey Tanrı Dağları içerisinde kabul edilmektedir. Isık gölünün kuzeyinde Kungey Ala Tau kayalık bir yapıya sahip olup üzerinde orman örtüsü çok azdır. Terskey Ala Tau ise Isık gölünün güneydoğusunda yer alır. İğneyapraklı ormanlar buraya nemlilik kazandırmıştır.

İç Tanrı Dağlarına ait sıradağlar Kırgızistan ve Doğu Türkistan topraklarında uzanmaktadır. Aksay ve Narin nehir havzaları bu bölgede yer alır. Bu bölge doğu batı istikametinde uzanan nisbeten daha kısa sıradağlar ve vadiler kombinasyonuna sahip olmakla karakteristiktir. Dağların ortalama yükseklikleri 3,500-5000m vadilerin ise 2,000-3,300m arasında değişmektedir. En önemli sıradağlar, Borkoldoy (16,565), Dzhetym (16,178), Atbashi (15,702) ve Kok Shaal Tau olup buradaki Dankov zirvesi 19,626ft dir. Dağların yükseklikleri Sarydzhaz nehir havzasıyla artar. Bu bölgedeki sıradağlar gittikçe birleşerek adeta bir yüksek dağ düğümü oluştururki burada Hantengri ve Pik Pobedy zirveleri yer alır.

Batı Tanrı Dağları, Özbekistan'da Fergana vadisinin kuzeyinde yer alır. Buradaki en yüksek zirveler Chatkal sıradağlarında bulunur (14773).

Güney Tanrı Dağları, Fergana vadisinin güneyini sınırlayan Turkistan, Zeravshan ve Alay sıradağlarından oluşur. Burada en yüksek tepeler 18441 ft e ulaşır. Daha güneyde Tanrı Dağları Pamirlerle buluşur.

 

Buzullar

 

Tanrı Dağlarındaki buzulların toplam alanı 3,900 mil karedir. Bunların 4/5 i Kırgızistan ve Kazakistan'da bulunur. En büyük buzul, Inylchek Buzulu olup boyu 37 mildir. Büyük buzulların genişlikleri 6-12 mil arasında değişir. Günümüzde Tanrı Dağlarında buzullaşma gittikçe azalmaktadır. Dağlar üzerindeki birçok akarsu buzullar tarafından beslenmektedir.

 

Jeoloji

Tanrı Dağları Palaeozoik çağda (540-245 milyon yıl önce) kristalin ve sediman kayaçlardan oluşmuştur. Bölgenin kuzey ve doğu kısmı Palaeozoik başlarındanki dağ oluşumları sırasında kıvrılarak yükselmiştir. Güney ve Batı kesimler ise metamorfoza uğramış sediman kayaçlar olup volkanik oluşumlar nadirdir. Bölgenin kıvrılması Palaeozoik'in geç dönemlerine rastlar.

Orojenik hareketlerin yeni safhaları ise üçüncü zamanın (Tersiyer) ortalarına doğru (26 milyon yıl önce) olup hala devam etmektedir. Bu orojenik hareketler yer kabuğunun ani hareketleriyle karakteristiktir.

Derin fay hatları bölgede sıradağlar ve vadiler boyunca uzanmaktadır. Büyül ölçekli yatay hareketler büyük Talas-Fergana fay hattı boyunca olmaktadır.Fay kırılmaları tarihte büyük felaketler yol açmıştır. Önemli depremler Verny'de 1887 de, Kaşgar'da 1902'de, Trans- Ili Ala Tau'da 1911'de, Chatkal'da 1946, Khait'de 1948'de meydana gelmiştir.

  

İklimsel Özellikleri

Avrasya'nın ortasında yer alan Tanrı Dağları yaz ve kış büyük ısı farkları ile karakteristik şiddetli kara iklime sahiptir. Karakteristik olan kuraklık kendini çevreleyen çöller ve kurak bölgelerde belli eder. Bu alanlar yılda ortalama 2,500 saatlik güneş ışığı absorbe etmektedir. Dağlarda yükseklik arttıkça, iklim gittikçe soğur. Daimi donmuş topraklar 3,000m yükseklikten sonra yaygındır. Atlantik Okyanusundan gelen hava kütleleri yağışlarını batı ve kuzeybatı Tanrı Dağları eteklerine (2700-3000m) bırakır (710-790mm). Doğu ve İç Tanrı Dağlarında toplam yağış oranı azalır. Güney Tanrı Dağlarında en fazla yağış Mart-Nisan aylarındadır. Burada yaz mevsimi kurak geçer. Batı ve Kuzey Tanrı Dağlarında yağış çoğunlukla Nisan-Mayıs aylarındadır. İç ve Doğu Tanrı Dağlarında ise yağış yaz aylarındadır.

Isı, Tanrı Dağlarında yüksekliğe göre çok değişim gösterir. Dağ eteklerinde yaz ayları sıcak geçer. Temmuzda ortalama ısı 23 C ye ulaşır. İli çöküntü havzasında 34 C, iken Tanrı Dağlarının 3,300m'lik kesimlerinde +5 C ye düşer. Bu bölgelerde yaz boyunca geceleri don olayına rastlanır. Kışın ise buralarda (Aksay vadisi) ısı -50 C olarak ölçülmüştür.

Tanrı Dağlarının genel olarak güney yamaçları kurak, kuzey yamaçları ise nisbeten nemlidir.

 

Orta Asyanın Bazı Bölgelerine ait Temmuz ve Ocak Ayı Değerleri

Bölge

Temmuz

Ocak

Tarım havzası

+27

-7

Çungar Havzası

+21/24

-15

Turfan

+32 (48*)

 

Fergana

+27

-4

İli havzası

+34

-10 (-23*)

İç Tanrı Dağları (Aksay) >3300m

+5

-50*

 

 

Genel Bitki Örtüsü ve Hayvanları

Orta Asya'da Türkistan'da çöllerin geniş yer kaplaması nedeniyle bitki örtüsü monotonluk gösterir. Tanrı Dağlarında iğneyapraklı ormanlar Tanrı Dağlarında, Tugrak ağaçları Taklamakan çöllerinin kenarlarında yaygındır. Akarsu boylarında söğüt ve kavaklar karakteristiktir.

Tanrı Dağlarındaki av hayvanları arasında Anteloplar, Ibex, Wapiti, çeşitli yabani koyunlar, leopar, kurt, ayı, vaşak ve marmot sayılabilir. Kuzeyde yabani atlar, Lop Nor yakınlarında yabani develere rastlanır. Tanrı Dağlarının böcekleri olduğu kadar kelebek faunası da kendine özgü tür ve alttürleri içerir.

 

Bitki Örtüsü

Tanrı Dağlarında canlı hayatı değişik toprak özellikleri ve bitki örtüsü sunan büyük ölçüde farklı yükseklik zonları tarafından etkilenir. Dağların etekleri ve yakın yerlerdeki ovalar yarıçöl ve çöl karakterindedir. Doğu Tanrı Dağlarında bu zon 1700-2000m yüksekliklere kadar devam edebilir. Tanrı Dağlarında ephemer bitkiler kısa zamanda ölür ve yaz başında yok olurlar. Kurağa dayanıklı kserofitik otsular, Artemisia türleri ve çöl çalısı Ephedra genellikle yaygındır. Tanrı Dağlarında en fazla görünen manzara otsu steplerdir. Buna 1,100-3,300m arasında rastlanır. Çinde ve Orta Asya Cumhuriyetlerinde aşırı otlatmayla tahrip olmuş stebi restore etme çalışmaları yapılmaktadır.

Tanrı Dağlarında ormanlar step ve çayırlara alternatif olarak ortaya çıkar. Bilhassa kuzey yamaçlarda görülen ormanlar 1700-3200m. Arasında yayılır. Tanrı Dağlarının dış bölgelerinde alçak yamaçlarda orman yaprak döken ağaçlardan oluşur (maple, aspen, yabani meyva ağaçları - elma, kaysı). Kuzey ve Doğu Fergana havzasında konifer ormanlar baskındır. Orman üst bölgeleri genellikle Juniperus'larla sınırlanır. Orman üst sınırına yakın yerler ile orman açıklıkları genellikle çayır vejetasyonu ile kaplıdır. Karışık otsu bitkilerden oluşmuş subalpin çayırlar 3,300m. ye kadar yayılır.

3,700m yüksekliklere kadar kısa otlardan oluşan alpin çayırlar bulunur. İç ve Doğu Tanrı Dağlarında 3,700-4000m yükseklikler seyrek bitki örtüsü ile kaplı "soğuk çöl" olarak nitelendirilmektedir. Toprak örtüsü bulunmayan buzul zonunda ise kayalarda yosun ve likenlere rastlanır.

 

Taksonomik Problemler

Tür altı (infraspesifik) sınıflandırmada bazı gruplarla ilgili olarak araştırıcılar arasında büyük görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Örnek olarak Parnassius apollo, Avrupa'dan Orta Asya'ya kadar lokal populasyonlar halinde yayılan bir türdür. Bunun literatüre girmiş 600 civarındaki alttürü bazı yazarlara göre geçerli sayılmakta, bazıları ise bunların sadece 8 alttür altında toplanması gerektiğini savunmaktadır. Bir kısım araştırıcı ise bu durum karşısında alttür kategorisini dikkate almama yolunu tercih etmektedir.

 

Orta Asya Fauna Bölgesi

Kostrowicki (1969), Orta Asya'yı provins kategorisinde bir fauna bölgesi olarak nitelendirmiştir. Hemen hemen bütün provins meridional iklimsel vejetasyon (climatic vegetational) kuşağında bulunurken, kuzeydoğu kesimleri temperate-submeridional zonun etkisinde kalmaktadır. İklimsel nemlilik (climatic humidity) itibariyle karasal (continental) olup batı bölgelerindeki dağların batı yamaçları subkontinental özelliktedir. Provins'in coğrafik sınırları yaklaşık olarak Ural Dağlarından Orta Asya düzlüklerine doğru uzanırken kuzeyde Saisan, ve Çungar havzasıyla, güneyde Humboldt Dağları, Tsaidam çölü, daha batıya doğru Marco Polo, Przewalski, Kunlun Sıradağları ve güney Pamir'den Amu Darja vadisiyle sınırlanır.

Bölgenin Palaeocoğrafyası ile ilgili ilk yayınlar Sinitsyn (1959, 1962) , Korovin (1961), Murzaev'e (1966) aittir. Günümüze daha yakın olan çalışmalar ise Wulff (191), Popov (1963), Lavrenko (1962) Kostrowicki (1969) tarafından kaleme alınmıştır.

Paleojen: Bu devirde Provinsin batı bölgeleri günümüzdeki gibi alçak düzlükler halinde olup önemli bir kısmı Tetis denizinin sığ körfezi durumundadır. Güney Uralların kuzey kısımları ve Kazakistan'ın yaylalarında park ormanları daha Eosende gelişmiştir. Vassiliev'e (1946) burada Meşe (Quercus) ve Kestane (Castanea) ağaçları bulunmaktadır. Tepelerin güney yamaçlarında daha ziyade kserofitik bitkilerin hakim olduğu (Lauraceae, Proteaceae, Palmae, yaprak dökmeyen Meşeler ve Karaağaçlar) orman ve çalılıklar yer almaktadır.

Oligosen: İklimsel değişikliklerle birlikte daha temperate türler (Alnus, Carpinus, Betula, Quercus, Ulmus) bölgede termophil bitkilerle (Magnolia, Liquidambar) bir karışım halinde ortaya çıkmaya başlar. Orta Oligosen'de geniş nehir yatakları daha önceki yataklarına doğru çekilmeye başlayınca boreal yaprakdöken ormanlarla nehir kenarlarında bataklıklar oluşmaya başlar. Bu bataklıklarda Taxodium, Phragmites, Salix, Typha, Nelumbo rastlanmaya başlar. Nehir taraslarının kumlu topraklarında ise koniferler ve karışık orman örtüsü hakim duruma geçer. Vadiler arasındaki yüksek kesimler ise savanlarda seyrek görülen ağaçlarla Akdeniz tipindeki daimi yeşil çalı formları (Pistacia, Paliurus, Ephedra) görülür.

Üst Oligosen'de zengin vejetasyon örtüsü daha temperate tip ile yer değiştirir. Nehir vadilerinde boreal ormanlar hala hakim durumda olmakla beraber orta Oligosen'dekinden daha zayıf olarak temsil edilirler. Orta ve Üst Oligosene geçildiğinde ormanlardan şu taksonlar kaybolur: Taxodium, Sequoia, Metasequoia, Liquidambar ve Tsuga.

Palaeojen: Orta Asya'nın güney kısımlarındaki vejetasyon örtüsü hakkında bilgiler çok azdır. Yine de adalar ve yarımadalarda savan tipindeki bitki örtüsünün baskın olduğu kaydedilmektedir. Güney Türkmenistan'ın bitki örtüsü nispeten bilinmektedir. Eosen'de kserofitik ormanlar ve çalılıklar bölgede gelişmiş olup tropikal özelliktedir. Hakim bitkilerin familyaları, Araliaceae, Myrtaceae, Lauraceae, Proteaceae, Sapindaceae, Melastomaceae, Palmae, v.s. Oligosen'de temperate bitkiler gittikçe bölgede çoğalmış (Taxodium, Betula, Alnus, Morus, Cedrella), ancak Palaeojen'in sonunda subtropikal savan-ormanları bölgeye hakim olmuştur.

Orta Asya'nın dağları, bilhassa Tanrı Dağlarının kuzeyi, Tarbagatay, Çungar Aladağlardaki Palaeojen bitki örtüsü bugünkünden önemli bir fark göstermemekteydi. Ancak o zaman Tanrı Dağlarının ortalama olarak denizden yüksekliği 2,000m civarındaydı. Üst Eosen'de yoğun tektonik hareketler nedeniyle Tanrı Dağlarının güneyinde ilk dağ silsilesi ortaya çıkmıştır (Hisar ve Zarafşan). Bu silsile Tacik ve Buhara çöküntülerini ayıran bir hat oluşturmuştur. Üçüncü zamanın (Tersiyer) başında Pamir birçok küçük körfez tarafından bölünmüş alçak düzlükler halindeydi. Bugünkü Pamir'in güneydoğu ucu nispeten yüksek olmasına rağmen deniz seviyesinden sadece 400-800m irtifadaydı. Şimdiki Afganistan be Keşmir'in bir bölümü denizin gel-git hareketlerine maruz kalan düzlükler halindeydi. Mevcut bilgiler, bölgeyi daha fazla tanımlamak için yetersiz kalmaktadır. Orta Asya Provinsinin doğu kısmı (Turan Dağlarının doğusu) Palaeojen sırasında genellikle yükselmiştir. Bunun sonucunda Kretase denizi kaybolmuş ya da bazı yerlerde birbirinden kopmuş göller halinde kalmıştır. Tarım havzası o devirde bir lagün gölü halindeydi ve bir kanalla Fergana körfezine bağlantılıydı. Bölgede iklim kurak ve sıcaktı. Çungar, Tsaidam ve güney Gobi'de kurak savanlar, Tarım ve batı Ala-Shan'da ise yarı çöller hakimdi. Nehir vadilerinde hakim olan galeri ormanlarını oluşturan bitkilerin başında Gingko, Magnolia, Ephedra, Osmunda gelmektedir.

Neojen: Provinsin batı bölümünde iklim bu devirde gittikçe kuraklaşır. Alt Miosen'de Kazakistan'ın topografisi düzlükler halinde, bitki örtüsü ise ağaçsız savanlardır. Ilıman yöre (temparate) tipindeki ağaçlar sadece nehir boylarında bulunmaktadır. Orta Miosen'de soğuma sonucunda daha nemli bir iklim bölgeye hakim olur. Savanların yerini step ormanları alır. Üst Miosen ve Pliosen'de bitki örtüsü gittikçe daha kurakçıl olup, ormanlar tamamen kaybolur. Step ve yarı çöller bölgeye yayılır. Büyük ormanlara ise sadece kuzeyde rastlanır.

Üst Miosen'e ve Pliosen'e doğru Aral gölünün güneyindeki nehir boyları yaprak döken ormanlarla kaplıdır. Çöllerde hakim bitkiler Haloxylon türleridir. Sadece Kopet Dağlarının yamaçlara Akdeniz tipindeki bir flora hakimdir.

Neojen'de Tanrı Dağları ve Pamirler büyük ölçüde yükselir. Öyle ki, deniz seviyesinden ortalama yükseklikleri bugünkünden sadece 1000-1500m daha alçaktır. Dağlarda ormanlar hakim bitki örtüsü durumundadır. Sadece Pliosen'de orman örtüsü bazı bölgelerde geriler, yerini step ve yarı çöller alır. Tarbagatay, Çungar ve Tanrı Dağlarında ormanlar ilk defa Miosen başlarında farklılaşmaya başlar. Dağların yüksek kesimlerinde iğne yapraklılar (Pinus, Picea, Abies, v.s.), eteklerinde yaprak dökenler (Populus, Acer, Platanus, Castanea, Fagus) daha hakim durumdadır. Bataklık kesimlerinin karakteristik bitkileri Taxodium türleridir. Güney Tanrı Dağları, Hisar, Alay ve Zarafşan Dağlarında termofil türlere (Juglans, Pistacia, Ostrya) daha fazla rastlanır. Bu tip bitkiler üçüncü zaman (Tersiyer) reliktleri olarak günümüze kadar varlıklarını sürdürebilmişlerdir.

Afganistan'ın Neojen'deki durumu hakkında hemen hiç bilgi yoktur.

Pleistosen: Bu devirde Orta Asya Dağları daha da yükselir. Riss periyodunda buzullar bölgede en fazla gelişir. Pamirler Riss buzul döneminde tamamen buzullarla kaplıdır. Geçirilen son buzul dönemi Tanrı Dağlarında çok şiddetli değildir. Bu dönem sırasında alpin zonun bitkileri dağların eteklerine inmişlerdir.

 

Orta Asya'da Papilionoidea Türlerinin Tarihi

Kostrowicki'ye (1969) göre, bölgede bulunan yabancı elementler şunlardır: Boreal, Arctic, Temperate, Holarctic-Tropical ve Tropikal. Orta Asya'nın kendi tipik elementleri meridional elementlerdir.

Arktik elementler bölgede sadece Arktik-Boreal-alpin fauna bölgesinin iki elementi ile temsil edilmektedir. Bunlar, Euphydryas iduna Dalman ve Oeneis norna Thunberg'dir. Her ikisi de Çungar Aladağlarındaki lokalitelerde kendi türünün diğer alttürlerinden izole olmuş durumda varlıklarını sürdürmektedir. Euphydryas iduna türü bütün Arktik ve Subarktik zonlarda bulunurken, Çungar Aladağlarda ayrı bir alttür ile temsil edilmektedir. İkinci türün ise Kostrowicki'ye göre sadece Tarbagatay'da endemik bir alttürü yaşamaktadır (Oeneis norna ssp. fulla Eversmann). Kostrowicki'ye gore bu coğrafik izolasyon son buzul döneminde meydana gelmiştir.

Boreal elementler bütün Orta Asya Provinsinde sadece 13 türle temsil edilmektedir. Ormanlık bölgelere adapte olmuş bir türün dışında diğerleri subalpin ve alpin çayırlara, nadiren bataklık ve iğneyapraklı ormanlara uyum sağlamışlardır. Bunlardan 7'si bölge için endemik iken, 3'ü Sibirya-Altay orijinli, 3'ü de muhtemelen kuzeyden Holosen'de gelerek bölgeye yerleşen türlerdir. Ekolojik toleransları dikkate alınırsa boreal türlerin bölgeye gelişleri Pleistosen sonlarına rastlamaktadır. Holosen boyunca gittikçe artan kurak ve sıcak iklim şartları, bölgedeki boreal türlerin yayılışlarının kesintiye uğramasına ve izole olan populasyonların gittikçe değişmelerine neden olmuştur. Bu türlerden Coenonympha tullia Müller, Çungar Aladağlarında Altaylardaki ile aynı alttürle temsil edilmektedir. Oysa Tanrı Dağları ve Fergana vadisinde bu tür iki endemik alttürle temsil edilmektedir (ssp.caeca Staudinger ve ssp. heptapotamica Stef.). Diğer bir tür Parnassius phoebus Fabricius olup bunun bölgeye sokulan alttürü (ssp. intermedius Ménétriés) Çungar ile Aralo-Kaspien bölgelerinde temsil edilirken, Tanrı Dağlarında Kostrowicki'ye göre, ssp. rueckbeili Deckert bulunmaktadır. Argynnis frigga Thunberg türü Tarbagatay'da endemik bir alttürle temsil edilmektedir (ssp. annae Schrenck). Diğer boreal fakat provins içerisinde belli bir bölgeyi karakterize etmeyen türler ise şunlardır: Parnassius tenedius Eversmann, Parnassius apollo Linnaeus, Lasiommata petropolitana Fabricius ve Polyommatus nicias Meigen. Boreal türlerden Erebia medusa Denis & Schiff., Güney Tanrı Dağları, Fergana vadisi ve Buhara'nın güneyinde ssp. turkestana Eisner ile temsil edilmektedir. Farklı ekolojik ve morfolojik karakterlerinin yanısıra bu alttürün türün esas yayılım bölgesinden çok uzakta bulunması, izolasyonun daha önceleri muhtemelen alt veya orta Pleistosen'de meydana geldiğini göstermektedir (Kostrowicki, 1969). Yazar bölgedeki boreal türlerden 1'inin Pleistosen başında, 7'sinin ise son buzul döneminde bölgeye yerleşen göçmenler olduğunu ileri sürmektedir. Ilıman bölge türlerinin Orta Asya'ya göç ederken takip ettikleri yollardan birisinin kuzeyden gelen Altay-Sibirya elementlerinin takip ettikleri Turanien Dağları (Tanrı Dağları ve Pamirler) üzerinden Afganistan'a doğru uzandığı, diğerinin ise güneybatıdan Kafkasya'dan kuzey İran üzerinden gelen Pamir ve Tanrı Dağlarına ulaşan yol olduğu ileri sürülmektedir. Holarktik-Tropikal ve Tropikal türler ise bölge faunasının muhtemelen en eski elementleri olması bakımından ilgi çekicidir. Bu elementler Orta Asya'daki çöl ve yarı çöller eski dünyanın savanları ile irtibat halinde olduğu üçüncü zaman (Tersiyer) ortalarında bölgeye ulaşmışlardır. Kostrowicki'ye göre Orta Asya'da böyle 19 tür bulunmaktadır. Bunlardan 7'sinin günümüzdeki yayılımları oldukça geniştir. Geri kalanlar ise, ya tek bir bölgede yaşamakta, ya da birbirine sınır olan birkaç bölgenin topraklarında bulunmaktadır.

Tropikal sınıfa ait 16 tür bölgede yaşamaktadır. Bunların hepsi Afganistan fauna bölgesindedir. Kostrowicki'ye göre 4 tür Oriental-Ethiopian element olup adı geçen provinsin sadece sınırlı bir bölgesinde bulunmaktadır. Bunların 2'si endemik alttürlerle temsil edilmekte ise de (Belenois aurota Fabicius, Princeps demoleus Linnaeus), bölgeye geliş zamanları oldukça yenidir. Beş Oriental türün dördüne Afganistan'ın her yerinde bol olarak rastlanmaktadır. Bunlardan biri, Pieris canidia Sparrman, Doğu Palearktik Provinsinin yanısıra, İran, Turkmenistan, Pamir, Tanrı Dağları üzerinden Kaşgar'a kadar ulaşır. Değişik çevrelerde rastlanmasına rağmen Pieris canidia, tarla ve meyva bahçelerinde bol olarak bulunmaktadır. Bu türün Kostrowicki'ye göre Orta Asya'ya çok eskiden yerleşmiş olması zayıf bir ihtimal olup, daha ziyade Himalaya'lar üzerindeki bir refugiumdan üst Pleistosen devrinde veya muhtemelen Holosen'de bölgeye geldiği düşünülmektedir.

Holarktik-Tropikal sınıfın 34 türünün sadece 4'ü Orta Asya'ya komşu bölgelerden sokularak girmiştir. Bu sınıfın 14 türü Afganistan'da yaşamaktadır. Çoğunun habitat tercihi ormanlar, fundalık ve çalılık arazi olup, sadece 2'si alpin zona, 1'i ise step ve yarı çöllere uyum sağlamıştır. Ormanda yaşayan türlerin Afganistan'a geliş zamanı, kelebekler için uygun bitki formasyonunun daha yaygın olarak bulunduğu pluvial dönemdir. Bugün bu türler bölgede izolasyona uğramalarına rağmen, herhangi bir alttürleşme tespit edilmemiştir. Bu türlerin bölgede çok uzun zamandan beri bulundukları ihtimal dahilinde görülmemektedir. Step ve yarı çölde yaşayan tür ise Holosen içerisinde Belucistan üzerinden Afganistan'a girmiştir.

 

Literatür:

Sinitsyn,V.M., 1959, Tsentralnaya Azya, Moskva.

Sinitsyn,V.M., 1962, Palaeogeografiya Azii, Moskva-Leningrad.

Korovin, E.P., 1961, Rastitelnost redney Azii i yuzhnogo Kazakhstana. Tashkent.

Murzaev,E.M., 1966, Priroda Sintsyana i formirovanie pustyn Tsentralnoy Azii, Moskva.

Wullf, W.V., 1944, Istoricheskaya geografiya rastenii. Moskva-Leningrad.

Popov, M.G., 1963, Osnovy florogenetiki. Moskva.

Lavrenko,E.M., 1962, Osnovnye cherty botanicheskoy geografii pustyn Evrazii i severnoy Afriki.Komarovsk. Cht., 15, Moskva.

Vassiliev, V.N., 1946, The process controlling the succession of vegetation. Mat. Hist. Flora a. Vegetat. USSR., 2, Moskva-Leningrad.