Back to: CESA Home Page Background and Future of CESA

Visit: Atatürk'ün Türk Gençliğine Hitabesi Schwarz'ın Değerlendirmesi 

 

Türk değerlerine CESA Tarafından

Biyolojik Açıdan Yapılan

Uluslararası Tanıtımın

Türk Makamlarına Takdimi ve Değerlendirilmesi

 

Aşağıda belirtilen resmi yazıya bugüne kadar maalesef hiçbir yanıt alınamamıştır.

Bunun yanısıra, çok acı olduğu kadar, dikkat çekici diğer bir husus, Türk akademik ve yönetim çevrelerince CESA'ya, yayın organlarına ve bilim adamlarına karşı acımasız ve gizli bir yoketme süreci başlatılmıştır. Hala sürmekte olan bu kampanyaya karşı CESA her zaman olduğu gibi dimdik ayakta ve her zamankinden daha güçlü bir durumdadır. Bu gücü, doğruluktan, dürüstlükten, sahip olduğumuz bilimsel değerlerden ve en önemlisi eserlerini yoketmek isteyenlere karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini söylev ve hitabelerinde Türk gençlerine daima işaret eden, bilimin tek ve en gerçek yol gösterici olduğunu ifade eden büyük önderimiz ATATÜRK'den ve damarlarımızdaki asil Türk kanından almaktayız.

Türk kültür değerlerini bir kere de bilim alemine kazandırmak ve ölümsüzleştirmek, kendini ATATÜRK'e, bu milletin asil şehit evlatlarına, baba, ana ve kardeşlerine, bilgilerinden daima yararlandıkları öğretmenlerine karşı sorumlu ve borçlu hisseden her Türk'ün yerine getirmesi beklenen kutsal bir borçtur. Bu borcu ödemek isteyenlere, her ne şekilde olursa olsun, engel olmak veya bunlara yataklık yapmak ise sadece Türk devletinin ve ulusunun iç veya dış düşmanlarının sergileyebilecekleri tek davranış biçimidir.

Cesa, içine sokulduğu bu kötü şartlar altında bilimsel varlığını sürdürebilecek midir? Elbette, Cesa ATATÜRK'ün işaret ettiği kutsal ve milli hedeflere doğru kendinden emin bir şekilde ilerlemeye devam edecektir. Türkiye toprakları içinde varlığını sürdürme imkanı verilmesi konusu ise, yakında kamuoyunun gündemine getirilerek Türk kamu vicdanına sorulacaktır.

Prof. Dr. Ahmet Ömer Koçak, CESA

 

22 Haziran 1995

Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığına,

Konu: Türk değerlerinin biyolojik açıdan uluslararası platformda tanıtımı

Bir üniversite mensubu öğretim üyesi olarak, yıllardan beri eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanısıra, bilimsel araştırmalarımı Sistematik Zooloji, Ekoloji ve Zoocoğrafya bilim dallarında, Entomolojik, özellikle Lepidoptera (kelebek ve güveler) materyali ile çalışarak sürdürmekteyim. İnceleme materyali, kendi imkanlarımla 1966 yılından beri Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden, 1978 yılından bu yana da, yurt dışında çeşitli ülkelerden topladığım bilimsel örneklerden oluşmaktadır.

Biyolojide taksonomik araştırmaların gereklerinden birisi de, dünyada bilim alemince bilinmeyen cins, tür gibi kategorilerdeki canlıların tanımlanarak isimlendirilmesi hususudur. Taksonomik çalışmalar yapan, özellikle yabancı uyruklu araştırıcılar, tanımladıkları canlılara, biyolojik anlam taşıyan isimler (monticola, sylvestris, v.s.), bazen ünlü kişilerin isimlerini (napoleon, nostrodamus v.s.), bazen de bölgesel isimler (asiaticus, europeus, anatolicus v.s.) vermiş ve vermektedirler. Yine bazı araştırıcılar da, kullanacakları isimleri seçerken, bazı karanlık düşüncelerin etkisinde hareket etmiş, ne yazık ki toplum ve ülkelerin dil din ve kültürleriyle ilgili konularda rencide edici isimler kullandıkları görülmüştür. Uluslararası Zoolojik İsimlendirme Kuralları (International Code of Zoological Nomenclature) çerçevesinde kullanılan bu isimler, bilim literatüründe sürekli kalır ve bilimsel metodların dışında hiçbir yöntemle değiştirilemez. Memleketimiz de, maalesef, özellikle asrımızın son yıllarında böyle isimlendirmelerden nasibini almıştır. Yabancıların bilhassa Doğu Anadolu'nun hassas bölgelerinden topladıkları biyolojik materyallere dayanarak ve yeni olduğunu tespit ettikleri türlere armeniaca, kurdistanica, peschmerga gibi isimler verdikleri, bu şekilde de siyasi bölücülük yaptıkları literatürümüzde sık görülen bir gerçektir. Hatta Türkiye'den bilinen bir kelebeğin adı "Euxoa homicida" olarak 1900 yılında Staudinger tarafından tanımlanırken (Dt. ent. Z., Iris 12:362), o tarihlerde Zeitun yöresindeki (bugünkü Süleymanlı (Kahramanmaraş)) sözde ermeni kıyımına atfedilmek üzere Türk'leri katil olarak niteleyen "homicida" adı kullanılmıştır.

Hayvanlar alemi içerisinde, görünüşleriyle insanları belki de en çok cezbeden bir grup olan kelebek ve güvelerin (Lepidoptera takımı), Türkiye'de ve komşu ülkelerindeki dağılışı, ekolojisi ve sınıflandırması üzerine araştırmalarımızı sürüdürürken, bilim alemi için yeni olan çeşitli cins ve türler tespit etmekte, onları kurallar çerçevesinde tanımlayarak yeni bilimsel isimler vermekteyiz. Bu çerçeveden olmak üzere, yabancıların Türk'ler üzerine oynadıkları bazı oyunlarda bilimi de kullanmalarını gözardı edemediğim için, bazı Lepidoptera cinslerine, Türk değerlerini Lepidoptera literatürüne sokmak ve onları bu yolla dünya bilim alemine tanıtmak istedim. Esasen bu, sanat dallarında sık görebildiğimiz bir husustur. Nitekim, Yunus Emre, Adnan Saygun'un Oratoryosuyla müzik aleminde bir kere daha canlandırılmıştır.

Geçen senelerde, belirtildiği gibi bazı Türk değerlerine veya büyüklerine atıfla verilen biyolojik isimler, uzun bir değerlendirme sürecinden sonra batı dünyasında da kabul edilmiş ve herbiri geçerli isimler olarak literatürde yerini almıştır. Bugün, kullanılan imkanlar, teknoloji ve insan gücü dikkate alındığında batı dünyasındaki bilimin seviyesini ve hızını tahmin etmek güç değildir. Onlar arasında Türk bilim adamlarının branşlarında ses getirebilecek çalışmalar ortaya koymalarının, ne kadar büyük özveri ve bilgi gerektirdiği ortadadır. Bugüne kadar, birçok güçlüğü aşarak kendi imkanlarımızla gelebildiğimiz bu noktadan öteye çalışmalarımıza devam etmek istesek de, bir o kadar yeni problemlerlerle karşılaştığımız da bir gerçektir.

İlişikte sunulan söz konusu bilimsel isimlerden bazıları (sadece şimdiye kadar teyid edilenler), atfedildikleri Türk değerleri, Lepidoptera lteratüründeki en önemli ve modern cins kataloğunda (British Museum Natural History tarafından 1991 yılında yayınlanmıştır) yer aldığını gösteren kopyalarıyla birlikte sunulmuştur.

Türkiye'yi çeşitli yönleriyle yakından ilgilendiren, ve yukarıda belirtilen faaliyetler hakkında ve Türkiye'de gelecekte yapılacak araştırmalarda uygulanacak stratejilere yönelik, 1 Ağustos 1995 tarihine kadar resmi görüş alınması talebiyle, aşağıdaki makamlara dağıtım yapılması hususunu müsaadelerinize saygılarımla arz ederim.

 

Prof. Dr. Ahmet Ömer Koçak

1. Yüksek Ögretim Kurulu Başkanlığına,

2. Türkiye'deki bütün Üniversitelere, Fen ve Fen-Edebiyat Fakültelerindeki Biyoloji, Türk Dili, Tarih bölümlerine, A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine,

3. Genel Kurmay Başkanlığına,

4. Milli Eğitim Bakanlığına,

5. Kültür Bakanlığına

6. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığına,

7. Türk Dil Kurumu Başkanlığına,

8. Türk Tarih Kurumu Başkanlığına,

9. Türkiye Tanıtma ve Kalkındırma Vakıfları Başkanlıklarına

Ek: Zoolojik İsimler Listesi: Bakınız: Alischirnevaia Koçak,1981 Avaria Koçak,1981 Baburia Koçak,1981 Bakia Koçak,1981 Battalia Koçak,1981 Emrahia Koçak,1981 Karacaoglania Koçak,1981 Mehteria Koçak,1981 Mevlanaia Koçak,1981 Mimarsinania Koçak,1981 Pirireisia Koçak,1981 Yunusemreia Koçak,1981

 

Updated May 25th,1999, CESA